Pages

Ads 468x60px

24 Aralık 2012 Pazartesi

Sorunsuz menopoz için öneriler.

Sorunsuz menopoz için öneriler.


Korkulu rüya haline gelen menopozun sıkıntılı dönemlerinden kurtulmak, sağlıklı bir yaşama devam edebilmek için; beslenme dahil çeşitli önlemler almak gerekiyor.
Life Fitness uzmanlarına göre, kadın hayatı menopozdan önce ve menopozdan sonra diye ikiye ayrılıyor. Menopozla adetten kesilen kadının vücudunda oluşan birtakım değişiklikler, yaşam tarzlarını da etkiliyor. Kadınlar daha iyi bir sağlık stratejisi benimseyerek yaşamlarının bu yeni aşamasında hormonal değişiklikler için kendilerini hazırlayabilirler. Doğum ve menopoz sonrası kadınların kendi vücutlarını destekleyebilmesi ve kilo artışını önlemeleri için Life Fitness Akademi uzmanları şunları öneriyor;

Menopozda fazla yağlar bel ve göbek çevresinde toplanır. Bu yağlar kalça ve basende biriken yağlardan farklı olarak kalp ve damar sağlığı için tehlikelidir.
The older you get, the more likely it is that you'll be immune to some of the estimated 200 cold viruses in circulatio
Genç kadınlar üreme yıllarında genellikle   yağ/ östrojen düzeyleri yüksek olup kalça etrafında toplanır. Menopozla birlikte östrojen seviyesini azalır yağlarsa bünyenin daha orta bölümünde göbek ve belde birikmeye başlar. Bu bölgelerde biriken yağlar özellikle kalp sağlığı için tehlikedir. Menopoz öncesi mücadeleye başlamak için haftada en az üç gün kardiyo (yürüyüş/koşu ya da bisiklet) ve ağırlık çalışması yapmak kemik dokusunun korunması ve kalp sağlığı için faydalıdır.
Menopoz sürecinde kalsiyum içeren ürünleri daha fazla tüketin ve kemik sağlığınız için ağırlık çalışmaları yapın…
 Östrojen düşüşü ve daha az etkili kalsiyum emilimi  osteoporoz (kemik yoğunluğunun azalması) yakalanma riskini arttırır. Kadınlar diyet yaparlarken Kalsiyum ve D vitamini  kaybını durdurmak için; az yağlı süt, yoğurt ve yeşil yapraklı sebzeler gibi besinleri tüketmelidirler. Aynı zamanda ağırlık da kaldırmalı ve kemik yapısını güçlendirmeye yardım eden egzersizler yapmalıdırlar. Spor salonlarında ya da ev işleri sırasında ağırlık kaldırmak, kadınları uzun yıllar ayakta tutabilir.
While chronological age is simply your current age in years, biological age is all about how old or young your organs are
Sigara içenler daha erken menopoza giriyor.

 Sigara içmek östrojen seviyesini azaltıyor. Bu da sigara içen kadınların sigara içmeyen kadınlara oranla daha erken menopoza girmesinin sebeplerinden biri. Aynı zamanda sigaranın osteoporoz ve kalp hastalığını tetiklediği konusunda da birçok bulgu vardır. Gerek erken menopozdan korunmak gerekse kemik erimesi ve kalp hastalığına davetiye çıkarmamak için sigaradan uzak durmalısınız.

Beyaz zehrin adı: Şeker.

ABD, California Üniversitesi'nden uzmanların geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamaya göre şeker sadece şişmanlatmıyor ayrıca fazla tüketildiğinde kan basıncını artırıyor ve karaciğere zarar veriyor.
 
Geçtiğimiz 50 sene içinde tüm dünyada şeker tüketiminin üç kat arttığına dikkat çeken uzmanlar global obeziteye neden olan şekerin alkol ve sigara kadar zehirli olduğunu belirtti.
 
Dr. Claire Brindis konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: 'Toplum şeker'i sadece kalori olarak görmeye devam ettiği sürece diğer alanlarda verdiği zararları çözemeyiz. Tüketene verdiği kalorinin ötesinde şeker zehirleyici bir maddedir'.

8 Aralık 2012 Cumartesi

Erken ergenlik sebebi olabilir

Acıbadem Kadıköy Hastanesi çocuk ve ergen endokrinolojisi uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, erken ergenliğin çocuğun psikolojik sorunlar yaşamasının yanı sıra ileride kısa boylu kalmasına da neden olabildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Semiz, yaptığı yazılı açıklamada, çocukların ergenlik başlama yaşının genellikle anne-babanın ergenlik yaşlarına paralellik gösterdiğini belirterek, ancak bazen çocukların erken dönemde ergenliğe girebildiklerini ve bu durumun hem ruhsal hem fiziksel sağlıklarını olumsuz yönde etkilediğini kaydetti.

"ÇOCUKLARINIZI DOĞAL YOLLARLA BESLEYİN"

Erken ergenliğin tek bir nedeni olmadığı için tamamen önlenmesinin mümkün olmadığını aktaran Semiz, ancak çocukların katkılı gıdalardan uzak tutulması, sağlıklı ve dengeli beslenmelerinin sağlanması, aktivitelerinin artırılması, spora yönlendirilmesi ve cinsel uyarılardan korunmasının önem taşıdığını kaydetti.

Semiz, “Aileler, çocuklarında erken ergenlik belirtileri fark ettiklerinde zaman kaybetmeden uzman bir hekime başvurmalıdır. Çünkü erken ergenlik, çocuğun psikolojik sorunlar yaşamasının yanı sıra ileride kısa boylu kalmasına da neden olabiliyor” uyarısında bulundu.

"KİMYASALLAR DA SEBEP OLABİLİR"

Erken ergenliğin, hormonlu yiyecekler ile plastik, deterjan, böcek ilaçları ve endüstriyel kimyasallar gibi dışarıdan alınan maddelerle ilişkili olabildiğini kaydeden Semiz, hızlı boy ve kilo artışı ile cinsiyet özelliklerinin belirginleşmesiyle erken ergen olan çocukların akranlarından farklılaşmasının çeşitli sorunlara yol açtığını vurguladı. Semiz, açıklamasında “Erken ergenlikte yaşanan bir başka önemli sorun ise boy kısalığı. Cinsiyet hormonlarının etkisiyle yaşıtlarından önce hızlı boy atan çocuğun kemiklerindeki büyüme kıkırdakları erken kapanacağı için büyümesi yaşıtlarından önce tamamlanıyor ve final boyu kısa kalıyor” görüşüne yer verdi.

Bu durumda ihtiyaç duyulursa hormon tedavisine başvurulabildiğine dikkati çeken Semiz, genellikle ailelerin çocuklarına hormon verilmesine dair endişeleri olduğunu, oysa bu tedavide kullanılan ilaçların kalıcı etkileri olmadığını belirtti.

Sezaryen için tek şartı açıkladı

Sezaryen ile ilgili yasa tasarısı meclisten geçti. Yasa bundan böyle "tıbbi gereklilik olmadan kadınlar sezaryen yaptıramayacak" diyor.


CNN Türk'e konuk olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise bu maddeye açıklık getirdi "Tıbbi gereklilik olmadan yaptıramayacak ama bir kadının sadece doğum korkusu olmasını bile tıbbi gereklillik sayıyoruz. Kanunu bu şekilde yazmamızın en önemli sebebi şudur, normal doğum ve  sezaryen kadınlarımızın önüne iki normal seçenekmiş gibi çıkarıldı. Normal doğum mu sezaryen mi? Doktora ne farkı var denildiğinde: 'Hiçbir farkı yok. İkisi de aynı ama sezaryen yapalım.' denemeyecek." dedi.


RUHSAL AÇIDAN ARZU ETMESİ YETERLİ

Bakan Akdağ kadınların sezaryeni sadece ruhsal açıdan şiddetle arzu etmesini bile tıbbi gereklilik sayacaklarını belirterek tıbbi gereklilik olmadan yapan doktora da ceza verileceğini açıkladı:  Bunlar kötü tıp uygulamaları çerçevesinde değerlendirilecek. Hem ceza yasamızda hükümler var hem de idari yaptırımlarımız olabilecek. Mesela gereksiz sezaryen oranları yüksekse o kuruma eğitim vereceğiz." Sezaryen ile ilgili araştırmalara da değinen Recep Akdağ: Sezaryenle doğan bebekler normal doğan bebeklere göre iki misli obez oluyorlar. Sezaryen ityaç olduğunda başvurulabilecek bir yöntemdir. İhtiyaç varsa zaten yapacak bir şey yok." dedi.

YASAK DEĞİL NORMAL DOĞUMA ÖZENDİRME

Sezaryen oranlarının düşürülmesine yönelik çalışmaların henüz netleşmediğini, ama bununla ilgili öngörüşmeler yaptıklarını bildiren Akdağ, şöyle konuştu:
“Biz meseleyi başından beri bir yasaklama meselesi gibi ele almıyoruz, böyle de almadık. Bu toplu bir program. Bir taraftan insanlar istedikleri zaman güvenli bir biçimde buna ulaşabilsinler ama bu çok nadirleşsin istiyoruz. Bu mutat bir yol, normal bir yol gibi algılanmasın istiyoruz. Bunun için bir çok tedbir alacağız. Normal doğumun özendirilmesi, normal doğuma, özellikle ilk doğumlara daha fazla ödeme yapılması, bizim Sağlık Bakanlığı hastaneleri için söylüyorum, performansın artırılması gibi bir dizi tedbir olabilecek. Bunlara ilişkin detayları Bakanlar Kurulu'na sunacağımız raporda bekleyin.”



Sezaryende son nokta


OBEZİTEYLE MÜCADELE

Obeziteyle mücadele kampanyasıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Akdağ, olumlu tepkiler aldıklarını belirterek, “Ama çok zamana ihtiyaç var. Bu kampanya aslında bizim halkımızda farkındalığı artırmak için attığımız ilk adımlar. Daha önce de küçük küçük ısınma adımları atmıştık. Ama şimdi insanların özellikle kendi vücutları hakkında bir fikir sahibi olmalarını sağlamaya çalışıyoruz” ifadesini kullandı.

Bu meseleyi kişilerin kendilerinin çözmesi gerektiğini ifade eden Akdağ, “Hiç kimsenin yerine hareket de edemeyiz, yediğimiz miktarı da azaltamayız yediğimiz porsiyonu da küçültemeyiz” dedi.

Kampanyanın iki teması bulunduğunu, bunlardan birinin porsiyonların küçültülmesi, diğerinin de daha çok hareket edilmesi olduğunu dile getiren Akdağ, “10 bin adım” mesajının ise sembolik olduğunu vurguladı.

Akdağ, şunlara dikkati çekti:
“Siz 10 bin adım atamıyor olabilirsiniz ama günlük spor yapıyorsunuzdur, yüzüyorsunuzdur ya da bir spor salonunda ya da evinizde egzersiz programınız vardır. Mutlaka hareket etmek gerekiyor. Belli yaşa göre nabzınızı birazcık harekete geçirecek, hızlandıracak hareketler yapmak gerekiyor metabolizmayı iyice harekete geçirmek için. Maalesef biz millet olarak çok hareketsiz bir millet haline geldik.”

KÜLTÜREL DEĞİŞİM

Hızlı şehirleşmenin beraberinde kültürü de değiştirdiğine işaret eden Akdağ, “İnsanımızın yüzde 70'i hareket etmiyor. İnsanımızın yüzde 70'ine yakını aynı zamanda kilolu ve obez. İkisini bir araya getirirseniz üçte birimiz normaliz, üçte birimiz kiloluyuz, üçte birimiz de obeziz. Obez artı kiloluları şöyle bir toplayın, üçte ikiye denk geliyor. Üçte iki de muhtemelen aynı üçte iki. Hareket de etmiyor. Uzun süre televizyon karşısında oturmalar, bilgisayarlar.”

Kadınlarda şişmanlık oranının daha yüksek olduğunu belirten Akdağ, “Kadınlarımızın şu ikindi günleri, ikindilerde gün yapıyor kadınlar. Bütün Türk kadınlarına sesleniyorum, bu günlerde birbirinize sebze ağırlıklı ikramlarda bulunalım kalorisi düşük içecekler, yiyeceklerle ikram yapalım. Bir ziyarete gittiğinizde orada üç çeşit tuzlu, iki çeşit tatlı, hamur işleri filan varsa zayıflamak filan hiç bunlar söz konusu edilemez, bir taraftan da kilo almaya devam edersiniz. Yaşam biçimini değiştirmek gerekiyor. Biz farkındalık oluşturacağız, belediyelerimiz diğer kuruluşlarımız çevreyi iyileştirecek, böyle gidecek.”

Bunun uzun süreli bir mücadele olduğunu, kazanmak için de farkındalığın geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Akdağ, “Sigarada bunu çok iyi başardık. Ama sigarada iş biraz daha kolaydı. Çünkü sigaranın zararını herkes biraz kabullenmiş durumdaydı. Oysa yeme içmeyle ilgili bu farkındalık düşük” değerlendirmesinde bulundu.
Gazetelere ilan verdiklerini, bilboardları kullandıklarını hatırlatan Sağlık Bakanı Akdağ, basının buna ilgi göstermesinin önemine işaret etti.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız